Anasayfa » Arşiv Erkan Erkut » Sayfa 2
5 Nisan 2013
Yazar:
Erkan Erkut
Fazla ilgi, nasıl da küstahlaştırıyor insanları. Sanıyorlar ki, bizim onlara tüm verdiklerimiz onların hak ettikleri… Düşünemiyorlar mı ne, hatalarını görmezden geldiğimizi… Yüzlerine vurmadığımız, her seferinde affettiğimiz için aptal mı sanıyorlar ne?
2 Şubat 2013
Yazar:
Erkan Erkut
‘’ Pers sultanı iki adama ölüm cezası vermişti. Ölüme giden adamlardan biri eğer hayatını bağışlarsa 1 yıl içerisinde sultanın atına…
31 Ocak 2013
Yazar:
Erkan Erkut
Şeytan yoktur efendim. Yani o kendi başına yoktur. Şeytan basit olarak Tanrının yokluğudur. O aynen karanlık ve soğuk ta olduğu gibi insanin tanrının yokluğunu tarif etmek üzere yarattığı bir kelimeden ibarettir.Tanrı şeytani
yaratmadı. Şeytan/kötülük insanin tanrısal sevgiyi yüreğinde duyumsamadığı zaman deneyimlediklerinin bir sonucudur.O aynen sıcaklığın olmadığı yere gelen soğuk ya da ışığın olmadığı yere gelen karanlık gibidir.
20 Ocak 2013
Yazar:
Erkan Erkut
Günümüz insanı aşka aşık, aşığa değil! Aşkların kısa dönem askerlik gibi kısa sürmesinin nedeni herhalde bu. Zaplanan aşıklar dönemi bu dönem! Kanaldan kanala geçer gibi aşıktan aşığa geçiliyor. Peki bu neden böyle oluyor?
25 Aralık 2012
Yazar:
Erkan Erkut
Temel Sanat dersi sınıf içi faaliyetleri
24 Aralık 2012
Yazar:
Erkan Erkut
Çok tesadüf eseri bulduğum bir blogtan bahsetmek istiyorum. Sessizliğin çöktüğü, insanı düşüncelere iten bir gece ve fonda Yeni Türkü’den dönmek parçası çalıyor.
Dönmek, mümkün mü artık
Dönmek, onca yollardan sonra
Yeniden yollara düşmek…
22 Aralık 2012
Yazar:
Erkan Erkut
Bana göre unutmak; gitmek… Giderken yanında götürmemek… Dönmek, mümkün mü artık dönmek? Onca yollardan sonra, yeniden yollara düşmek? Neresi sıla…
12 Aralık 2012
Yazar:
Erkan Erkut
Adımızı yan yana ağaçlara kazmışlar mahalle allı morlu duvarlara yazmışlar çocuklar bile söylüyor Ali Ayşe’i seviyor…
29 Kasım 2012
Yazar:
Erkan Erkut
Dünyanın en mutlu insanı olsanız da, bütün hayalleriniz gerçekleşse de, hayatınızın aşk’ını bulsanız da. İşte, bu yüzden yalnızlıktan kurtulamazsınız. Çünkü, en büyük gerçek olan ölüm, buram buram yalnızlık kokar, yalnızlıkla yoğrulmuştur. Bazen varlığını bir şeyler, bir hisler unutturabilir. Ama sevdiğin adam ya da kadın bırakıp gittiğinde, gitmek zorunda kaldığında, arkadaşların kazık attığında, en sevdiklerin öldüğünde, öyle ya da böyle, çıkıp gelecektir, müsait misin diye sormadan.
26 Kasım 2012
Yazar:
Erkan Erkut
Cümlelerinin arkasına gizlenmeyi bırakmalısın. Çünkü Kürk Mantolu Madonna’yı sevdim ben, daha ilk günden hayatımın merkezine yerleştirdim. Uyandığımda, evde, okulda, yolda… Her yerde aklımdan gitmiyorsun. Korkuyorum onardığın -eskiden tuzbuz olan- o sol yanımdaki beni inciteceğinden. Korkuyorum seni sevmekten, benim sevdiğim kadar sevemeyeceğinden korkuyorum. Sana geldiğimde seni bulamamaktan korkuyorum. Senden izin almayı bile düşündüm bunun için. İzin ver, hayatımı adayayım; izin ver, seni seveyim. İzin ver.
26 Kasım 2012
Yazar:
Erkan Erkut
Uzun zamandır böylesine etkileyici bir kitap okumamıştım. “Kürk Mantolu Madonna”yı elime aldığımda bu kadar sağlam ve etkileyici roman kahramanlarını bulabileceğimi ummuyordum doğrusu. 160 sayfalık bir romanın (Sabahattin Ali’ye göre uzun hikaye) bir başyapıt olabileceğini hiç beklemezdim. Böyle bir kitabın Türk edebiyatına ait olduğunu bilmek ise ayrıca gurur verici ve ayrıca Sabahattin Ali’nin kıymetini geç anlayanlar kervanına da katılmış oldum böylelikle.
24 Kasım 2012
Yazar:
Erkan Erkut
Gittin… Oysa geldiğin gün gideceğini biliyordum Hazırdım gidişine, Kaçak zamanları yaşıyorduk Zaman bitecek ve sen gidecektin Bense, gidişinin ertesi günü…
21 Kasım 2012
Yazar:
Erkan Erkut
Sınıf içi çalışmalarından dergi ve broşür…
21 Kasım 2012
Yazar:
Erkan Erkut
ne güzel bir araba
teşekkurler
ferrari mi ?
hayır bentley
hiç duymadim.
21 Kasım 2012
Yazar:
Erkan Erkut
İşte başardın sonunda
Kırdın yüreğimi
Sızım oldun kalem tarumar
Yazmıyor artık
Yiğitliğidir sevdanın bu gidiş
Son değil bu kaçış
Kimler kaçıp gitti kim bilir
Susanlar ne çok
21 Kasım 2012
Yazar:
Erkan Erkut
Özledim seni…
Ayrılık yüreğimi karıncalandırıyor nicedir…
Beynimi uyuşturuyor özlemin…
Çok sık birlikte olamasak bile benimle olduğunu bilmenin bunca yıl içimi nasıl ısıttığını yeni yeni anlıyorum.
Yokluğun, hatırlandıkça yüreğime saplanan bir sızı olmaktan çıkıp mütemadi bir boşluğa dönüşüyor.
Sabahlara seni okşayarak başlamaları akşamları, her işi bir kenara koyup seninle başbaşa karşılamaları özlüyorum; oynaşmalarımızı, hırlaşmalarımızı, yürüyüşlerimizi, sevimli haşarılığını, çocuksu küskünlüğünü…
21 Kasım 2012
Yazar:
Erkan Erkut
“Bir ara sokakta öldüm…dün. Öylece yani. Birdenbire…”
20 Kasım 2012
Yazar:
Erkan Erkut
Yine sınıf içi çalışmalarımızdan bana denk gelen DKNY şişesi illustrasyon çalışmasının sonucu çize çize ortaya çıkan bu oldu… Sanırım iyi…
20 Kasım 2012
Yazar:
Erkan Erkut
Yaptığın tüm iyilikler gün gelir bulur seni…
20 Kasım 2012
Yazar:
Erkan Erkut
“Apartmanın girişindeki lambayı sen mi kırdın bülent?”
“Hangisini?”
“Otomatik yanan, sensorlu lamba.”
“Hayır.”
“Komşu görmüş, yalan söyleme. Süpürge sapıyla kırmışsın dün gece.”
önüme baktım.
“Neden kırdın?” cevap yok.
20 Kasım 2012
Yazar:
Erkan Erkut
“Kendimi duyumsuyorum. Ama sadece içine kirpik kaçan göz, şişmiş parmak veya çürük diş kendini duyumsar, bireysel varlığının bilincine varır. Sağlıklı…
20 Kasım 2012
Yazar:
Erkan Erkut
(Χάρις Αλεξίου – Απόψε θέλω να πιω) (Çevirisi) bu aksam içmek istiyorum sonrasında artık hiçbirseyi hatırlamamak dumanın içinde esir…
19 Kasım 2012
Yazar:
Erkan Erkut
Gecenin bittiği sabahın adım adım yaklaştığı bir zaman diliminde hala bilgisayar başındayım ve 2013 takvimi yapıyorum. Fark ettim ki arkada…
19 Kasım 2012
Yazar:
Erkan Erkut
Doğadan Çay ambalajının tasarımını yeniden yapmak gibi bir gaflete düştüm derste. Nasılsa yaparım diye çok umursamadım sonra fark ettim ki…